Sayın Vali Evimize girilmesine izin verme!
Tekirdağ'ın doğal yapısı bozulmamış en önemli coğrafi alanlarından birisi Kumbağ sırtlarından başlayıp Şarköy'e kadar uzanan Ganos dağı ve etekleridir. Doğal yapının bugüne kadar bozulmayışında en önemli neden insanların buraya otomobilleriyle ulaşabilecek düzgün yolların olmayışıydı.
Bu doğal ortamın mahremine ilk Çevre Bakanı Fevzi Aytekin döneminde; Ormanlı'dan Güzelköy'e yol açılarak girildi. Birkaç aydır da Kumbağ'dan başlayıp Uçmakdere'ye kadar makineler ulaşabildiği her yere yol açmaya başladılar.
Bu çalışmalarla topluma hizmet sunduklarını sananlar, doğal yaşam alanlarına verdikleri zararın farkında bile değiller.
Yaban Hayatında sessizlik zonu diye bir kavram vardır. Sayın valinin bunu bilmemesini doğal karşılıyorum da; Emrinde çalıştırdığı teknokratların bu konuda kendisini bilgilendirmemesi beni düşündürüyor. İl Çevre ve Orman Müdürlüğünde bununla ilgili Doğa Koruma ve Milli parklar Mühendisliği adı altında bir bölüm var. Varda internetteki sitelerinden öğreniyoruz ki doğa korumadan sorumlu kişi inşaat mühendisi diğer görevli yüksek kimyager.
Doğal yaşama nasıl çare olacaklar?
!
Siz hasta olduğunuzda hastaneye gitseniz sizi doktor yerine bir inşaat mühendisinin tedavi etmesini ister misiniz?
Ya yaban hayatı bu duruma ne der hiç düşündünüz mü?
Yasalar ormanlara izinsiz girmeyi yasaklıyor ama Kumbağ'dan Uçmakdere'ye kadar her ağaçın altı ateş yakıp kafayı çeken insanlarla dolu. Arabalardan yükselen yüksek volümlü müzik sesleriyle doğanın sessizliğini bozan bir gürültü kirliliği ortalığı kaplıyor.
Kuluçkaya yatmış kuşlar çaresiz.
Hamile tavşan, kurnaz tilki ve diğer memeliler tedirgin, ininin yanına kadar gelen insanlardan.
Daldaki minik kuşun susuzluğunu gidermek için dereye ayaklarını sokmuş sarhoş adamların gitmesini beklemekten başka çaresi yok.
Yaradan onlara uçmak, kaçmak ve gizlenmekten başka meziyet vermemiş ki?
Nasıl baş etsin insanoğluyla?
Buralardan nasıl çekip gitsin ki? Buraya zehirli tarım arazilerinden kurtulup neslini devam ettirmek için gelmedi mi?
Nerde doğayı ve çevreyi koruyanlar?
Nerde biz çevreciyiz diyen avcılar?
Nerde yaban hayatını korumakla görevli devletin yetkilileri?
Bir konuşabilseler çok söyleyecekleri var onlara.
Belki de şöyle seslenecekler;
Sayın Vali Evimize girilmesine izin verme!
Sesimizi duyuyor musun?
Lütfen bir çare.
Bazıları için bu ülkede "hayvan hakları"nı tartışmak lüks sayılsa da bu bir lüks değil, ihtiyaçtır ve insan hakları ile ilgili metinlerde sıkça geçen o güzel ifadenin yani "insanlık onuru"nun bir gereğidir. "Onurlu bir insan olmak" sadece "insanın haklarını" değil "her türlü canlının da haklarını" korumaktır.
Nedim ÇALIM'ın bu yazısı 6 Haziran 2007 HaberTrak Gazetesinde yayınlanmıştır
|