Tarih Kimi Yargılayacak
18 şubat 2008 tarihinde Yaban TV forum programında Ali Yücel; 1.Türkiye Av ve Yaban Hayatı sempozyumu ve sektörel Sergisine katılmayanları tarihin yargılayacağını, sempozyuma katılmayanların avcılık konusunda bir daha söz söyleme hakkının olmadığını söylüyor.
1.Türkiye Av ve Yaban Hayatı sempozyumu ve sektörel Sergisi adıyla bir faaliyet düzenlendiği; internet sitelerinden, reklam afişlerinden, Av&Doğa dergisinden ve Yaban TV den öğreniyoruz. 18 şubat 2008 tarihinde Yaban TV forum programında Ali Yücel; 1.Türkiye Av ve Yaban Hayatı sempozyumu ve sektörel Sergisine katılmayanları tarihin yargılayacağını, sempozyuma katılmayanların avcılık konusunda bir daha söz söyleme hakkının olmadığını söylüyor. Programda davete icabet etmeyenlere verip veriştiriliyor.
Ortada bir kaos var. Zaten avcılığımız her zaman kaos içinde!
1.Türkiye Av ve Yaban Hayatı sempozyumu hakkında görüşlerimi yazmadan önce ülkemizdeki sivil avcılık kuruluşlarını hatırlamakta yarar görüyorum.
Avcılık ve Av-Yaban Hayatı Koruma Konfederasyonu
1.İç Anadolu Av ve Yaban Hayatı Federasyonu (konfederasyon üyesi)
2.Marmara Av ve Yaban Hayatı Federasyonu (konfederasyon üyesi)
3.Ege Yaban Hayatı ve Avcılık Federasyonu (konfederasyon üyesi)
4.Karadeniz Av ve Doğa Federasyonu (konfederasyon üyesi)
5.Doğu Karadeniz Avcılık ve Doğa Koruma Federasyonu (konfederasyon üyesi)
6. İstanbul Avcılık ve Atıcılık Federasyonu.
Bu konfederasyon ve federasyonlar Yeni Medeni kanuna dayanılarak çıkartılan dernekler kanununa göre kurulmuştur.
Bunların dışında birde, Gençlik Spor Genel Müdürlüğüne bağlı özel bir kanunla kurulmuş Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu var. Atıcılık faaliyeti bulunmayan avcılık derneklerinin tescil yönetmeliğine göre bu federasyona üye olabilmesi mümkün değil. Konfederasyon ve diğer federasyonları yok saysak bile 1840 civarındaki avcılıkla ilgili derneğin bu federasyonun çatısı altında birleşmesi hukuken mümkün değil.
Kaldı ki mevcut Konfederasyonun Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu aleyhine Danıştay da adındaki "Avcılık" kelimesinin çıkartılması için açtığı dava da bilinmekte.
Hal böyle iken, Türkiye Av ve Yaban Hayatı sempozyumunu düzenleyenlerin kimler olduğunu sorgulamak sizce de gerekli değil midir?
Sempozyum tanıtımında; "Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu'nun öncülüğünde ve Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü işbirliği ile" denilip, kayıt - konaklama bedellerinin SAYHAD (Sürdürülebilir Avcılık ve Yaban Hayatı Derneği) adına toplandığı görülmektedir. Sempozyumun duyurulduğu internet sitesinde Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu'nun logosunun karşısında Türkiye Avcıları isimli bir logo yer almakta. Bu logonun hangi yasal oluşumu temsil ettiğini bileniniz var mı?
Türkiye Avcıları gurubuna ait internet sitesi incelendiğinde "SAYHAD üyesi olmak için" başlıklı bölümle link verilen sayfada "Bilindiği gibi Türkiye Avcıları Grubu'nun Resmi adı Sürdürülebilir Avcılık ve Yaban Hayatı Derneği (SAYHAD)'dır." denilerek; Dernekler Kanunu'nun 28 inci ve Dernekler yönetmeliğinin 94. maddesine aykırı davranıldığı kendi beyanlarından anlaşılmakta. Oysa dernekler, tüzüklerinde yazılı adların dışında isimler kullanamaz. "Türkiye" gibi ifadelerin oluşturulacak platformlarda da kullanılmasının izne tabi olduğu yasal bir gerçektir. Türkiye Avcıları Gurubunun 17 bin üyesi olduğu sitelerinde bildirilmektedir. Bunların kaç tanesi SAYHAD üyesidir. Yada başka bir ifadeyle SAYHAD'ın kaç üyesi vardır. Sanki Türkiye Avcılarının temsilcisi Sürdürülebilir Avcılık ve Yaban Hayatı Derneği (SAYHAD) gibi bir izlenim yaratılarak bu alanda faaliyet gösteren konuyla ilgili dernekler, federasyonlar ve konfederasyona karşı haksız bir tavır ve hakkın suiistimalini doğurmaktadırlar. Bu konuda ilgili dernek hakkında mutlaka yasal işlem yapılmalıdır.
Bu guruba ait olmayan avcılar Türkiye avcısı değil midir?
Pekiyi bu SAYHAD ve Türkiye Avcılarının Başkanı kim biliyor musunuz?
Yaban TV Forum programının sunucusu Ali Yücel.
Bu sempozyumun düzenlenmesinde aktif rol alanlardan biriside Av & Doğa Dergisi sahibi Kamil Üçbaş. Sayın Üçbaş, son yıllarda avcılıkla ilgili yayıncılığının yanında avcılıkla ilgili haber yaratma uğraşısı içinde liderlik üslenmeye başladı. Avcılar adına mitingler düzenleyen, eylem planları geliştiren, internet formlarında avcıları provakatif söylemlerle sözde haklarını aramaya yönlendiren bir misyon üslendiği görülüyor.
Konfederasyon ve 6 federasyondan sempozyumla ilgili olumlu olumsuz bir açıklama yapılmıyor. 1840 kadar avcı derneğinin büyük bir çoğunluğunun konuyla ilgili uzaktan yakından bilgisi ve ilgisi yok.
Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu yukarıda izah etmeye çalıştığım yasal engele rağmen avcıların liderliğini üslenmeye çalışıyor.
Pekiyi neden?
SAYHAD ve Kamil Üçbaş dışında en büyük destekçileri Av sektöründeki işletmeler. Zaten sempozyumun gerisine sektörel serginin ilave edilmesi işbirliğinin göstergesi.
Yani satıcılar müşterileri avcıların sorunlarını çözecekler.
Sizin aklınız buna yatıyor mu?
Benim yatmıyor!
Neden mi?
İçişleri Bakanlığından 2004-2006 arasında ithaline izin verilen av fişeği miktarı1.282.220.500 adet. Satılan yerli fişek miktarı ise bilinmiyor. 4915 sayılı kanun gereği av bayileri tarafından yatırılması gereken %2 lik paylardan bugüne kadar sadece eski parayla yaklaşık 35 milyar TL yatırılmış. Bu paranın da büyük çoğunluğu tüfek satışlarının karşılığı.
Pekiyi avcılığı desteklemek için yasayla yaratılmış yaklaşık 60 Trilyon TL kaynak para kimin cebinde?
Devletin kayıtlarında 55 bin civarında aktif avcımız var ama FACE yayınlarında (Census of the number of hunters in Europe) 300 bin avcı görülüyor. Siz olsanız 245 bin kaçak avlanan müşterinizi kaybetmek ister misiniz? FACE üyelikleriyle avcılığımızı Avrupa Birliğine soktuğunu iddia edenlerin bugüne kadar avcılığımıza katkıları ne olduğu hiç sorgulandı mı?
Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu'nun bu kaynağın toplanması veya kaçak avcılığa nasıl engel olunacağı konusunda bir söylem ve eylemine şahit oldunuz mu?
Bir sözümde Konfederasyon yönetimine olacak. Bu tür oluşumların ya yanında yada karşısında olacaksınız. Aksi davranış kendi varlığını inkar anlamına gelir. Konfederasyonun bugün için avcılara önderlik etmek ve temsilde liderliği üslenebilecek yapıdan çok uzakta olduğunu görüyorum. Kişisel ilişkileri zedelememek adına kurumsal hedefleri göz ardı edenlerden ne önder olur nede lider.
Sonuç olarak bir dernek çıkar; konfederasyonu oluşturan federasyonlardan birine katılmak yerine, haddini aşarak konfederasyonun ve federasyonlarının peşinden gelmesini ister. Peşinden gelmeyenleri tarih yargılayacak deme cüretini kendinde bulur.
Avcılığımızda yıllardır temsilde yaşanan örgütsel sorun bugün içinde devam etmektedir. Bu avcılığımız için bir kaos olsa da, kaos aslında birilerinin çıkarına hizmet eden düzendir. Kaos yaratanların asıl amacı da budur. Kendi çıkar düzenlerinin sürmesini sağlamak.
Sempozyum kelimesinin Türkçe karşılığı bilgi şöleni demek. Ama benim görüşüm avcılığımızdaki temel sorun bilgi eksikliğinden çok örgütsel temsil sorunu olduğudur. Sağlık, eğitim, iş gibi konularda örgütlenmeyi başaramamış toplumdan avcılıkta kendiliğinden örgütlenmesini beklemek fazla hayalcilik olur.
Özel bir yasayla Türkiye Avcılar Birliği kurulmadıkça ve bu birliğe üyelik zorunlu hale getirilmedikçe kaos devam edecektir.
Sempozyuma katılmadığım için tarih beni yargılamadan tarihe bir not düşmek ve savunma hakkımı kullanmak için bu yazıyı kaleme aldım.
Tarih bu sempozyuma katılmayanlardan değil ama yukarıda aktardığım gerçekleri bildikleri halde çıkarları için gerçekleri görmezden gelenleri yargılayacak diye düşünüyorum.
Menfaatimize göre değil, vicdanımıza göre yaşayacağımız bir hayat dileğiyle.
Nedim ÇALIM
18 Şubat 2008
Bu yazı Av Tutkusu dergisi Mart 2008 sayısında yayınlanmıştır.
|